Hayal ettiklerimizin hiç denenmemiş olması bizim için hiç önemli değil. Tutkularımızdan vazgeçmeyeceğiz. Ariste, her zaman ölçeğini hep koruyacak, sadece gerektiği kadar büyüyecek ve en sevilen uluslararası peynir markalarından biri olacak.
Profesyonel hayatlarımıza değişik sektör tecrübeleri de ekledikten sonra, 30 yıldır ”Dinlendirilmiş Naturel Anadolu Peynirleri” konusunda uzmanlaşmış olan aile işimizin başına geçmeye ve aslında hayallerimizin peşinden koşmaya karar verdik.
Babalarımızın sektörel tecrübeleri ve mesleki uzmanlıkları sayesinde, ticareti ve peyniri öğrendikten sonra sektörün ihtiyaçlarını gözden geçirip, peynire daha farklı bir açıdan bakmaya gerek olduğunu gördük.
Peynir, ülkemizde tüketim alışkanlığının çok yüksek olduğu bir besin olmasının yanında, aslında bize göre başlı başına bir deneyimdi. Üç öğün sofralarımızda, sevdiklerimiz ile, tanışmak istediklerimiz ile yemeklerin öncesinde, yanında, bazı kültürlerde yemek bittikten sonra sofralarımızda bulunan en sağlıklı eşlikçiydi.
Her bir peynirin arkasında; geniş bir coğrafya ve bitki örtüsü, o otlar ile beslenen sütlerini esirgemeyen büyükbaş, küçükbaş süt hayvanları saklı. Her mevsim o sütleri toplayan köylüler, her gün toplanmış sütleri şehirlere getiren mandıracılar hikayenin diğer kahramanları. Tatil, bayram demeden sütleri bekletmeden, babalarından öğrendikleri yöntemler ile işleyen peynir ustaları ve onları sizlere aynı lezzet ile ulaştırmak için aylarca bazen yıllarca soğuk hava depolarında gün ve gün kontrol ederek dinlendirip sizlere ulaştıran bizler varız.
Bu uzun hikayeyi sizlere anlatabileceğimiz, o güne kadar müşterilerimizin hep memnun kaldığı leziz ürünlerimizi tanımlayacak bir markaya ihtiyacımız vardı. Bu yüzden ilk işimiz markamızı aramak oldu.
”Ariste”, üzerinde bulunduğumuz tarım ve hayvancılığın başladığı bu topraklarda yaşadığı varsayılan ve dünyada ilk kez sütü mayalayıp “peynir“e dönüştürdüğüne inanılan hayal kahramanıydı.
Tam da hikayemize uygun derin bir anlamı vardı ve üstelik Ariste Peynirleri hala aynı coğrafyalarda Bergama’da, Ezine’de, Trakya’da üretiliyordu.
Artık işimize daha da tutku ve heyecan ile sarılmıştık. Hala aynı heyecanla yolumuza devam ederken, hedefimiz size mükemmel bir deneyim yaşatmak, sizi ilk aşamada içine alacak bir hikaye, bir macera, bir dünya yaratmak.
Aslında belki zaten marketlerde, seçkin şarküterilerde, neredeyse İstanbul’un bütün beş yıldızlı otellerinde bizim ürünlerimizi tüketiyordunuz fakat “Ariste“yi bilmiyordunuz. Size temas edecek kendi markamızla “iyi peynir, iyi ambalaj” stratejimizi asla bozmadan daha çok noktada sizlere damaklarınızda unutamayacağınız lezzetler bırakan görsel deneyimler sunacaktık…
Sayenizde kısa sürede de çok sevildik.